X

Mkare Danışmanlık - Anı Yakala

2020 pek çok alışkanlığımızın değişmesine, günlük hayatımızı yeni koşullara göre düzenlememize sebep oldu. Belki de bir daha hiçbir zaman bulamayacağımız kadar boş vakit sahibi olan izleyiciler olarak biz de ekranların başındaydık. Kaçırmış olma ihtimalinize karşı 2020’nin iş dünyası, kişisel gelişim, ekonomi ve teknoloji hakkındaki en iyi filmlerini bir Inc. incelemesi ve kendi arşivimizden derleyerek bir araya getirdik. Keyifli seyirler.

Tesla

Tesla ismi sonsuza dek Elon Musk ile ilişkilendirilecek olsa da bu isim teknolojik atılımları uzun mesafeli güç iletimini içeren Sırp-Amerikalı mucit ve bilim adamı Nikola Tesla'ya ait. Ethan Hawke'ın Tesla olarak oynadığı bu drama, icatlarını patentlemek ve onlardan gelir elde etmek için mücadele eden mühendisi anlatıyor. The Current War filminde Nicholas Hoult tarafından canlandırılmasına rağmen, öncü fizikçi şimdiye kadar bir Hollywood filminin ana konusu olmamıştı. Tesla prömiyeri, ocak ayında Sundance Film Festivali'nde gerçekleşti.

Neden izlemelisiniz?

Geçtiğimiz yıllarda Nikola Tesla’nın hayat hikayesi büyük bir popülerlik kazandı. Edison ile olan ilişkisi okuyucuya ve izleyiciye büyük bir rekabet hikayesi olarak yansıdı. Bu film ile Tesla’nınyan aktörlerden sıyrılmış hikayesine odaklanıyoruz. Ürün geliştirme, patentleme ve ekonomik kaygılarla yüzleşme gibi pek çok konuda büyük zorluklar yaşamış Tesla’nın mucit ve iş insanı kimlikleri arasındaki büyük ikilemini görüyor, fikirler ve yönetim konularının birbirleriyle temas ettiği pek çok noktayı filmdeki çatışmalar üzerinden çözüyoruz. Tesla’nın hikayesine ilgiliyseniz bu filmi motivasyon edinmek, ürün geliştirme süreci hakkında bilgi edinmek ve çok çalışmanın kazançlarını görmek için izleyebilirsiniz.

Like a Boss

Paramount Pictures'ın bu komedisi, Rose Byrne ve Tiffany Haddish'in oynadığı iki arkadaşı anlatıyor. Bu arkadaşlar bir kozmetik şirketi kuruyorlar ve yarım milyon dolar borçlanıyorlar. Kurucular, şirketlerine 1 milyon dolardan fazla yatırım yapan ve onlara daha iyi yöneticiler olmayı öğreten (Salma Hayek'in canlandırdığı) bir kozmetik mogulunda borçları ödemek için bir fırsat buluyorlar. Ancak, yeni akıl hocaları onlardan çalmaya başladığında, iş kadınları şirketlerini canlı tutmak için mücadele etmek zorunda kalıyorlar.

Neden izlemelisiniz?

Şirket kurmak kadar şirketi yürütebilmek de önemlidir. Günümüzde çok orijinal fikirlerin iyi yönetilemediği için tarih olduğunu ya da başkaları tarafından değerlendirildiğine sıklıkla şahit oluyoruz. Bu film de bu konuyu yükselen bir tüketim trendi olan kozmetik sektörü üzerinden anlatıyor. Ana karakterlerimizin doğru planlayamayarak girdikleri büyük borçtan kurtulmak için yaptıklarını izliyoruz. Onlardan çok daha büyük bir şirketin gölgesi altında markalarını koruyabilecekler mi? Siz olsaydınız bu durumda ne yapardınız? Bu hikaye, hafif ve mizahi anlatımı üzerinden bu konu hakkında size de fikir verebilecek noktalara değiniyor.

Minari

En İyi Film Oscar’ı kazanan Moonlight yapımcısından bir drama olan Minari, bir çiftlik kurmak için kırsal Arkansas'a taşınan Koreli bir ailenin hikayesini anlatıyor. 1980'lerde geçen film, Sundance Film Festivali'ne göre "Amerikan Rüyasına büyüleyici ve beklenmedik bir bakış" sunuyor. Minari prömiyeri Ocak ayında Sundance'de gerçekleşti.

Neden izlemelisiniz?

Matt D’Avela’nın daha birkaç gün önce Netflix’te yayınlanan belgeseli The Minimalists: Less is Now, belgeselinde de bahsedildiği üzere, Amerikan Rüyası günümüzde önemli bir başarı ölçütü olarak görülüyor. Sadece bu rüyanın içinde doğmuş ve omuzlara yüklediği büyük yükü fark etmiş çocukların sorguladığı bu rüya hala pek çok göçmenin ve düşük-orta gelirli ailenin en büyük hedeflerinin başında geliyor. Sürekli mükemmel resmi çizmeye, daha çok tüketmeye ve her şeyi “tamam” etmeye çalışan bu kültürel kavramı bir Asyalı aile üzerinden izlediğinizde tüketim toplumu içerisinde var olmaya çalışan bir kesimin hikayesini de görmüş olacaksınız. Belki bu aileyle gerçek hayatta tanışmazdınız, fakat küresellikten ve dünya vatandaşlığından bahsediyorsak farklı insan hikayeleri dinlemek ve yeni perspektifler kazanmak zorundayız. Bunu yaparak hem günlük ilişkilerimizde empati yeteneği yüksek, hem profesyonel hayatımızda daha esnek ve kapsayıcı insanlar olabiliriz.

Türünün pek çok başarılı örneği gibi bu film de hayalleri gerçeğe dönüştürmek konusunda sıcak ve gerçekçi bir resim çiziyor. Bunu yaparken hayatta değer verdiğiniz şeyleri daha iyi sorgulamanızı sağlıyor.

Coded Bias (Kodlanmış Ön Yargı)

Coded Bias, MIT Media Lab araştırmacısı Joy Buolamwini'nin Yüz Tanıma teknolojisinin koyu tenli yüzleri doğru bir şekilde görmediğini keşfine dayanıyor. Otomatik karar vermenin işe alım, sağlık ve ceza adaletinde önyargı ile ilgili sorunlar yarattığı bilgisiyle donanmış olan Buolamwini, teknolojinin daha insancıl kullanımını savunmak için Algoritmik Adalet Ligi'ni (Algorithmic Justice League) kurdu. Belgesel, Buolamwini'yi, algoritmalarda ırksal önyargılara karşı hukuksal savaşında takip ediyor. Coded Bias prömiyeri Ocak ayında Sundance'de gerçekleşti.

Neden izlemelisiniz?

Yapay zeka tekonolojileri günümüzün yükselen trendi. İşlerimizi sadece daha hızlı ve güvenli yapmamızı sağlamıyor, aynı zamanda bizim yerimize karar da veriyor. Google’a artık sadece anahtar kelim yasmak zorunda değiliz, tarif ettiğimiz bir görseli saniyeler içinde bulup çıkartıyor. Ne var ki, özellikle benzerlik üzerinden yapılan etiketlemeler bazı sorunlara ve ihlallere yol açabiliyor.

Bu belgeseli yaptığınız işlerde daha derin düşünmek ve kapsayıcı bir yaklaşım edinmek için izleyebilirsiniz. Tasarladığınız ürünlerden günlük yaşantınıza, eylem ve üretiminizin diğer insanlara etkisine daha hassas yaklaşmak, yeni bir perspektif edinmek için ve aynı zamanda dünyada yaşanan güncel sorunlar hakkında bilgi edinmek için bu belgesel önemli bir kaynak. Bununla beraber, Buolamwini’nin hikayesine ve kararlılığına da şahit olacaksınız.

Queen’s Gambit

Adını tarihin en eski satranç açılışından alan dizi, izleyicileri 1950’lerin renkli ve son derece stil sahibi temalarına götürürken yetimhanede bir bodrum katında öğrendiği bir oyunla dünyaca ünlü şöhrete sahip olan Beth Harmon’un hikayesini anlatıyor. Sorunlu ailesi, yıllarca sürüklendiği farklı yaşam koşulları ve madde bağımlılığı sorunlarıyla yüzleşirken tutkusuna sıkı sıkıya bağlanmış Harmon’un çocukluktan yetişkinliğe geçişini anlatan bu mini diziyi izlerken yaşananların gerçek hayat hikayesinden uyarlama olmadığına inanmayacaksınız. Dünya genelinde satranç seti satışlarını zirveye taşıyan, gerçek satranç hamleleri ve terimler ile sizi satranç dünyasının içine çeken bu diziyi izlemenizi öneriyoruz.

Neden izlemelisiniz?

Beth Harmon zor bir çocukluk geçirmesine, cinsiyet ayrımcılığına uğramasına ve çok rekabetçi bir ortamda olmasına rağmen çok çalışarak ve azmederek başarıya ulaşıyor. Süreç boyunca kendini ve sınırlarını keşfeden Beth sonunda başarıya giden yolda neye ihtiyacı olduğunu anlıyor. Bu hikayeyi izleyerek hayatta karşınıza çıkan zorluklara karşı durmak için gereken motivasyon ve ilhamı alabilirsiniz. Başarı hikayelerinin arka odasındaki hayal kırıklıklarını, mücadeleyi yakından görerek Beth’in hikayesinden kendi hikayenize çıkarımlar yapabilirsiniz.

House of Cardin

Tarihte sadece birkaç tasarımcı moda endüstrisini Pierre Cardin kadar değiştirdi. 97 yaşındaki İtalyan yenilikçiyle ilgili bu belgesel, 1940'larda kariyerini 1950'de kendi adını taşıyan markasını kurmasını ve sonraki on yıllarda fütüristik tasarımlarını yaratmasını anlatıyor. Kitle pazarına satılabilecek tasarımcı elbiseler yapmak için öncü olan Cardin, giysilerin ötesine diğer ürünlere de genişledi, ancak şirketini asla büyük bir şirkete satmadı. House of Cardin prömiyeri 2019 Venedik Film Festivali'nde yaptı, ancak 2020’de piyasaya sürüldü.

Neden izlemelisiniz?

Moda sektörü tüketiciye sadece kullanıma hazır hale geldikten sonra ulaşır. Bu nedenle pek çoğumuz bu sektörün her zaman eğlenceli, basit, ilgi çekici ve kolay olduğunu düşünürüz. Ama neredeyse her sektörün sıklıkla yaşadığı bütün zorluklar bu sektörün de bir parçasıdır. Marka değeri yaratmak, doğru kararlar vermek, krizleri yönetmek ve sürekliliği sağlamak moda sektöründe kalmak ve isminizi duyurmak için yapmanız gerekenlerden sadece birkaçıdır. Bu film, Pierre Cardin’in hikayesini anlatırken inovasyon, pazarlama, yönetim kararları ve büyüme stratejileri gibi pek çok konuda fikir veriyor. Hikayenin bugün çok başarılı olmuş ve neredeyse hepimizin ismini en az bir kez duyduğu bir marka ve isim üzerinden gerçek olaylardan alıntılanarak yazılması cabası. Markanızı oluşturmak ve sektörde tutunmak istiyorsanız bu filmi izlemenizi öneririz.